9 Mart 2009 Pazartesi

ABD'nin dev yayınevleri sarsılıyor

ABD yayın dünyası, ülkenin en büyük yayın kuruluşlarından Reader's Digest'in iflas tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu konuşuyor.
1922 yılında yayımlanmaya başlanan ve dünyada her ay milyonlarca okura ulaşan Readers's Digest Dergisi'nin yöneticileri, küresel ekonomik kriz sonrası yeni bir hukuk firmasıyla anlaştıklarını duyurdu. Bu anlaşma, "muhtemel iflas"a karşı bir hazırlık olarak değerlendiriliyor. Reader's Digest sözcüsü William Adler, iddiaları kabul etmese de şirketin pek iyi durumda olmadığı bilinen bir gerçek. Şirket yaklaşık bir ay önce dünya çapında 3 bin 500 çalışanını işten çıkaracağını açıklamıştı. 2007 yılında hisseleri 2,6 milyar dolara satılan Reader's Digest, farklı ülkelerde kendi adını taşıyan derginin 50 farklı versiyonunu yayımlıyor.
Ekonomik krizle sarsılan, sadece dünyanın en büyük ve en zengin yayın kuruluşlarından Reader's Digest değil. ABD'deki irili ufaklı birçok yayınevi de krizle iflasın eşiğine geldi. Random House, Oxford University Press gibi büyük yayınevleri geleceğe dair "durum değerlendirmeleri" yapıyor. Daha az popüler olan ve "edebiyat okurları" için kitap yayımlayan küçük yayıncılar ise ya iflas ediyor ya da bir yılda yayımladıkları kitap sayısını azaltarak daha fazla zarar etmemeye çalışıyor. Has edebiyat okurlarının gözdesi, ABD'nin en parlak bağımsız yayıncısı McSweeney's bile Berkeley's grubu tarafından satın alınınca iflastan kurtulmuştu. Kitapçılar için de durum aynı: Barnes&Noble ve Borders gibi ülkenin en büyük iki kitapçı zinciri, yüzlerce çalışanını işten çıkardı. Hatta iyice borca battığı ve satılabileceği söylenen Borders, krize önlem olarak genel müdürünü değiştirdi. Dağıtım ağını elinde tutan bu zincirlerin dışındaki bağımsız kitabevleri ise ya (Philadelphia'daki 70 yıllık Robin's gibi) kapanıyor ya da (Brooklyn'deki "Dumbo Books" gibi) "bir kitap alana bir kitap bedava" kampanyalarıyla zararını en alt düzeye indirmeye çalışıyor.
Hatırlanacağı gibi, Nobel edebiyat ödülü açıklanmadan önce İsveç Akademisi sözcüsü, Amerikan edebiyatının "okunmadığını" ve ödül için şansa sahip olmadığını söylemişti. Bu söz ABD'de kimilerince bir tür şaka gibi algılandı: Ekonomik kriz vardı ve elbette, Philiph Roth, John Updike gibi çağdaş ustaların romanları kitapçı vitrinlerinde tozlanıyordu. Bugün ABD'de bağımsız yayıncıları silip süpüren ve Amazon ile Google gibi iki devi yayın dünyasının tek hükümdarı haline getiren kriz, yalnızca yayıncılar için şakası yapılacak bir konu değil artık. Yine de Mario Vargas Llosa gibi, bu karamsar tablodan bile umutlu sonuçlar çıkaranlar var. Perulu romancı geçen hafta Cervantes Ödülü'nü alırken, ekonomik krizin yazarlar için iyi bir "uyarıcı" olduğunu ve dünyada "edebi yaratıcılık" açısından verimli bir dönemin başlayabileceğini söyledi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Clicky Web Analytics