13 Mart 2009 Cuma

‘Watchmen’ Türkçede

Alan Moore’un 1986-87 yılları arasında yazdığı ‘Watchmen’ Türkçede. Yayımlandığı dönemde çizgi roman camiasını yakından izleyenlerin üzerinde sarsıcı etkiler bırakan kitap, birçok tartışmaya yol açmıştı. ‘Watchmen’in bu kadar tartışılmış olmasının sebebi, şüphesiz yayımlandığı dönemde soğuk savaşın hâlâ devam ediyor olmasıydı
Türkiye’de özellikle V for Vendetta’nın yaratıcısı ve Superman, Batman gibi çizgi romanların bazı bölümlerinin yazarı olarak tanınan Alan Moore’un 1986-87 yılları arasında yazdığı Watchmen adlı yapıtı da Türkçeye çevirildi.
Uluslararası alanda Moore’un en çok bilinen ve Time dergisinin 20. yüzyılın en iyi 100 romanı arasında gösterdiği Watchmen yayımlandığı dönemde çizgi roman camiasını yakından izleyenlerin üzerinde sarsıcı etkiler bıraktı ve birçok tartışmaya yol açtı. Kitabın bu kadar tartışılmış olmasının sebebi, şüphesiz yayımlandığı dönemde soğuk savaşın hâlâ devam ediyor olması ve tüm dünyayı tehdit altında bırakan nükleer silahlanma sürecinin hızlanmış olmasıydı. Alan Moore, birçok yapıtını dönemin yükselişte olan muhafazakâr ideolojisine zıt, liberter bir bakış açısıyla kaleme aldı.
Moore, yapıtlarında incelikli karakter çalışmaları yaparken, okuru klasik süper kahraman motiflerinin dışında düşünmeye zorluyor.Watchmen’deki karakterlerin çoğunun kahramanlığa soyunmasındaki ana etkenler, muhafazakâr söylemde de yoğun olarak görülen ‘toplumun yozlaşması’, ‘ahlaki değerlerin sıfırlanması’ gibi unsurların yanında, üstüne bir kostüm geçirip kötü adamları pataklamanın heyecanı ve eğlencesidir de. Hiçbiri bahsedilen ‘yozlaşmanın’ sebebini hükümetin politikalarında aramaz. Yeri geldiğinde hemen hepsi hükümetle işbirliği yaparak toplumsal hareketliliği bastırmaya çalışır. Ancak, dünya hızla değişmekte ve basit bir gangsteri yakalayıp içeri tıkmak işleri düzeltmeye yetmemektedir. Kostümlü kahramanlar giderek işlevlerini yitirmeye, kullanışsız hale gelmeye başlar. Dahası toplum, kendini kahraman ilan eden bu ‘gözcü adamlardan’ hoşnut değildir. Öyle ki insanlar ellerinde “Rozetler istiyoruz, maskeler değil!” ya da “Bize polisimizi geri verin!” yazılı pankartlarla bu kanuni yetkisi olmadan düzen sağlamaya çalışan kahramanlara karşı ayaklanmaya başlar. Moore’un Watchmen’i, İngiltere’de ‘kargaşa polisi’nin giderek güçlendiği ve polis arabalarına, sokaklara kameralar yerleştirilmeye başlanan bir dönemde yazdığı dikkate alınırsa, Watchmen’in, bu kahramanlar topluluğu için rastgele seçilmemiş bir isim olduğu anlaşılır. Aksine gözetim toplumu kavramının güçlenmeye başladığı bu dönemde Moore’un Watchmen’de yarattığı kahramanların hemen hepsinin bir ‘toplum bekçisi’ rolüne bürünmüş olduğu görülür.
Amerikan rüyasına ne oldu?
İlk kahramanımız ailesiyle birlikte kente göç eden ve taşra kültürünün naifliğine tezat oluşturan kent kültürüyle karşılaşan Nite Owl bir polis memuru olur ve polis kimliğinin yeterli olmadığı durumlarda baykuş kostümüyle sokakta suçluları kovalar.Nite Owl II ise, selefinin emekli olmasının ardından, aynı kaygılarla fakat daha çok bir macera arzusuyla kahramanlığa soyunmuştur. Kuş bilimine olan ilgisi sayesinde tasarladığı gece görüşü sağlayan gözlükler ve önündeki göz biçimindeki camlarından etrafı kolaylıkla görme imkânı veren uçan gemisi ile geceleri gizlice sokakları izleyebilmektedir. Üstünde Kaptan Amerika’yı anımsatan, sağı solu bayraklarla bezeli bir zırhla gezinen Comedian ise, devletle gizli bir anlaşma dahilinde çalışmaktadır. O, her ne kadar diğer tüm kahramanlardan daha çok düzene dahil olsa da, olaylara ahlak karşıtı bir bakış açısıyla yaklaşır: her türlü çarpıklığı, adaletsizliği, hatta savaşı koca bir şaka olarak algılamayı seçmiştir. Bir gece, bir ayaklanmayı bastırmaya çalışırken, ülkesinin ve Amerikan toplumunun vardığı noktaya isyan eden Nite Owl II’nin “Amerikan rüyasına ne oldu?” sorusunu, “Gerçekleşti. Şu anda ona (kendisini işaret ederek) bakıyorsun,” diyerek yanıtlar. Dr.Manhattan’da da bu Comedian’inkine benzer bir ahlak karşıtlığı vardır. Dr. Manhattan, her şeyin üstünde tuttuğu bilimsel nesnelliği ve bu konudaki üstünlüğünü ülkesine hizmet etmek için kullanır ve bunu yaparken, halkın yanında olması gerektirdiği durumlarda bile, politik ve ahlaki bir safta yer almaz. Moore, Watchmen’de karşımıza çıkan her karakterde toplum bekçiliğinin ve kahramanlığın farklı boyutlarını sergiler.
Comedian’ın öldürülmesiyle başlayan olaylar zinciri, bütün kahramanların kişisel hikâyelerinin anlatımıyla yavaş yavaş gelişirken, arka plandaki nükleer savaş olgusu yazar tarafından ayrıntılı biçimde işlenmiş ve süper kahramanları olduğu kadar okuru da felsefi ve etik bir sorgulamaya itmiştir. Kahraman olmanın ve tüm kötülüklere bir başına son vermeye çalışmanın, bu yükü sırtlanan kişiyi bir gözetleyici, bir yasa koyucu, nihayetinde de gücünün yettiği ölçüde bir diktatöre dönüştürebileceğine dikkat çeken, yine de kesin ahlaki önermeler sunmaktan itinayla kaçınan Watchmen, şimdi de en az yazıldığı dönemde olduğu kadar anlamlı bir yapıt olarak okurlarıyla Türkçede buluşuyor. Watchmen’i şu sıralar beyazperdede izlemek mümkün. Zack Snyder yönetmenliğindeki film, çizgi romanını okuduktan sonra konunun üzerine cila atmak isteyenler için iyi biri seçenek olabilir.
WATCHMEN
Alan Moore
Çizen: Dave Gibbons
Gerekli Şeyler
2009
416 sayfa, 30 TL.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Clicky Web Analytics