Beyazperdenin en karizmatik karakter oyuncularından John Malkovich, dün İstanbul'daydı. 28. Uluslararası Film Festivali'nin onur konuğu olarak iki gece üç günlüğüne Türkiye'ye gelen Malkovich, The Marmara'da sinema yazarlarının da katıldığı bir basın toplantısında soruları cevaplandırdı.
Türkiye'ye ikinci kez gelen Malkovich, bu sefer de memnun kalmış anlaşılan. Derinlikli karakterleri yansıtmadaki başarısıyla bilinen oyuncu, "Teklifler arasında iyi seçim yapmak zorundayım" diyerek bu konudaki titizliğini ortaya koyuyor. "Büyük paralar getirsin ya da daha fazla kişi izlesin diye filmde oynamıyorum; yapmak istediğim şeyi yapıyorum." cümlesi, oyunculuğa bakışını da özetler nitelikte. Malkovich, İstanbul Film Festivali'nin yarışma bölümünde de yer alan Steve Jacobs imzalı 'Utanç' (Disgrace) filminde Güney Afrikalı bir profesörü canlandırıyor: "Güney Afrika her zaman karışık bir yer olmuş. Ben de dramada çatışmayı severim. Kendisiyle, aşkla ya da iktidarla çatışan karakterleri severim. Utanç'taki karakterim de böyle karmaşık bir yapıya sahip."
Yıllardır Hollywood sektörünün içinde olmasının yanında Bertolucci'nin 'Çölde Çay' (The Sheltering Sky) filminde olduğu gibi Avrupa yapımlarında da yer alan Malkovich, iki sinema 'endüstri'si arasındaki gittikçe belirginleşen farka ilginç bir tespitle yaklaşıyor. Eşi Nicoletta Peyran ve iki çocuğuyla beraber Avrupa'da yaşayan aktör, bu farkı şöyle özetliyor: "Amerika'da ya da Avrupa'da, film yapmaktan ziyade o filmi kimin yaptığı önemli. Hollywood'da film yapmak bir 'iş'tir. Hem sen kendini daha rahat ifade edersin hem de yapım kâr getirir. Avrupa'da ise sinema kâra dayalı değil. Çok önemli yönetmenlerin filmlerinin bile açılış haftasında 30 milyon dolar getir getirmesi önemli oluyor." Tam burada, Hollywood'da 30 milyon dolarlık açılışın 'büyük' filmler için 'küçük' bir rakam olduğunu aklımıza getirmeliyiz. Ne de olsa "Amerika'da da Avrupa'da da sinemayı sevmek ve film çekmek önemli."
Pek iyi bir sinema izleyicisi olmadığını itiraf eden Amerikalı aktör, hiç Türk filmi izlememiş. Sadece Türkiye değil dünyadaki diğer sinemalar hakkında da pek bilgisi olmadığını söylüyor. Henüz, başrolde oynadığı 'Utanç' filmini bile izleyememiş. Tiyatro çalışmalarını da sürdüren Malkovich, Meksika'da ve Paris'te oyunlar sergiliyor. Geçen ay, sürekli senaryo okuduğunu belirten ünlü oyuncu, kitap uyarlamalarıyla ilgileniyor. John Green'in, gençlerin sorunlarıyla ilgili Juno'ya benzer kitabı 'Paper Town', Rebecca Cammisa'nın 'Which Way Home', 1974'teki Kıbrıs'ta yaşananları konu alan 'Sea Fire' bunlardan birkaçı.
Usta oyuncu, en ilgi çekici cümlesini ise politik görüşüyle ilgili bölümde söyledi. İlk yönetmenliği 'The Dancers Upstairs' filminin konusundan hareketle konuya açıklık getirdi. Oscarlı İspanyol oyuncu Javier Bardem'in başrolde yer aldığı film, 22. İstanbul Film Festivali'nde de gösterilmiş ve büyük ilgi çekmişti. "O filmi ben yazmadım." diyen Malkovich, oradaki karakterlerin görüşüne ve yaptıklarına da saygı duyduğunu söyledi. Bu konudaki şahsi fikri ise şöyle: "Ben siyasi ya da başka tür inançlarımı başkalarına empoze etmek istemiyorum. Benim en önemli politik görüşüm şudur: Başkalarının ağzıma zorla sokmaya çalıştığı ilaçları kusmak."Tıpkı filmlerde olduğu gibi ağır, mesafeli ve soğuk havasını koruyan John Malkovich'in, vaktiyle yankı uyandıran bir polemik yaşadığı İngiliz gazeteci Robert Fisk'i neden bu kadar sevmediğini soranlara ise cevabı basit: "Onun yazılarını okuyun, anlarsınız!"
Festivalden 'onur' ödülü
Festivalin onur konuğu John Malkovich, Sinema Onur Ödülü'nü dün Emek Sineması'nda düzenlenen bir törenle İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Başkanı Şakir Eczacıbaşı'nın elinden aldı. Alkışlar eşliğinde salona giren ünlü oyuncu, İstanbul'da olmaktan ve festivale davet edilmekten çok mutlu olduğunu dile getirerek, "Hak ediyor muyum etmiyor muyum bilmiyorum; ama ilginize çok teşekkür ediyorum" dedi. Şimdiye kadar pek çok ödül aldığını ifade eden Amerikalı oyuncu, şöyle konuştu: "Bu ödül beni çok mutlu etti. Yapmaktan keyif aldığım bir şey için ödüllendirilmek hem tuhaf hem de çok güzel." Eczacıbaşı'nın 'Kaç yıldır davet ediyorduk, kısmet bu yılaymış' dediği Malkovich, yeni filminin çekimlerinin hemen öncesinde geldiği Türkiye'den yarın yapacağı Adalar gezisinden sonra ayrılacak. John Malkovich, bugün saat 11.00'de de Pera Müzesi'nde sinema dersi verecek.
Türkiye'ye ikinci kez gelen Malkovich, bu sefer de memnun kalmış anlaşılan. Derinlikli karakterleri yansıtmadaki başarısıyla bilinen oyuncu, "Teklifler arasında iyi seçim yapmak zorundayım" diyerek bu konudaki titizliğini ortaya koyuyor. "Büyük paralar getirsin ya da daha fazla kişi izlesin diye filmde oynamıyorum; yapmak istediğim şeyi yapıyorum." cümlesi, oyunculuğa bakışını da özetler nitelikte. Malkovich, İstanbul Film Festivali'nin yarışma bölümünde de yer alan Steve Jacobs imzalı 'Utanç' (Disgrace) filminde Güney Afrikalı bir profesörü canlandırıyor: "Güney Afrika her zaman karışık bir yer olmuş. Ben de dramada çatışmayı severim. Kendisiyle, aşkla ya da iktidarla çatışan karakterleri severim. Utanç'taki karakterim de böyle karmaşık bir yapıya sahip."
Yıllardır Hollywood sektörünün içinde olmasının yanında Bertolucci'nin 'Çölde Çay' (The Sheltering Sky) filminde olduğu gibi Avrupa yapımlarında da yer alan Malkovich, iki sinema 'endüstri'si arasındaki gittikçe belirginleşen farka ilginç bir tespitle yaklaşıyor. Eşi Nicoletta Peyran ve iki çocuğuyla beraber Avrupa'da yaşayan aktör, bu farkı şöyle özetliyor: "Amerika'da ya da Avrupa'da, film yapmaktan ziyade o filmi kimin yaptığı önemli. Hollywood'da film yapmak bir 'iş'tir. Hem sen kendini daha rahat ifade edersin hem de yapım kâr getirir. Avrupa'da ise sinema kâra dayalı değil. Çok önemli yönetmenlerin filmlerinin bile açılış haftasında 30 milyon dolar getir getirmesi önemli oluyor." Tam burada, Hollywood'da 30 milyon dolarlık açılışın 'büyük' filmler için 'küçük' bir rakam olduğunu aklımıza getirmeliyiz. Ne de olsa "Amerika'da da Avrupa'da da sinemayı sevmek ve film çekmek önemli."
Pek iyi bir sinema izleyicisi olmadığını itiraf eden Amerikalı aktör, hiç Türk filmi izlememiş. Sadece Türkiye değil dünyadaki diğer sinemalar hakkında da pek bilgisi olmadığını söylüyor. Henüz, başrolde oynadığı 'Utanç' filmini bile izleyememiş. Tiyatro çalışmalarını da sürdüren Malkovich, Meksika'da ve Paris'te oyunlar sergiliyor. Geçen ay, sürekli senaryo okuduğunu belirten ünlü oyuncu, kitap uyarlamalarıyla ilgileniyor. John Green'in, gençlerin sorunlarıyla ilgili Juno'ya benzer kitabı 'Paper Town', Rebecca Cammisa'nın 'Which Way Home', 1974'teki Kıbrıs'ta yaşananları konu alan 'Sea Fire' bunlardan birkaçı.
Usta oyuncu, en ilgi çekici cümlesini ise politik görüşüyle ilgili bölümde söyledi. İlk yönetmenliği 'The Dancers Upstairs' filminin konusundan hareketle konuya açıklık getirdi. Oscarlı İspanyol oyuncu Javier Bardem'in başrolde yer aldığı film, 22. İstanbul Film Festivali'nde de gösterilmiş ve büyük ilgi çekmişti. "O filmi ben yazmadım." diyen Malkovich, oradaki karakterlerin görüşüne ve yaptıklarına da saygı duyduğunu söyledi. Bu konudaki şahsi fikri ise şöyle: "Ben siyasi ya da başka tür inançlarımı başkalarına empoze etmek istemiyorum. Benim en önemli politik görüşüm şudur: Başkalarının ağzıma zorla sokmaya çalıştığı ilaçları kusmak."Tıpkı filmlerde olduğu gibi ağır, mesafeli ve soğuk havasını koruyan John Malkovich'in, vaktiyle yankı uyandıran bir polemik yaşadığı İngiliz gazeteci Robert Fisk'i neden bu kadar sevmediğini soranlara ise cevabı basit: "Onun yazılarını okuyun, anlarsınız!"
Festivalden 'onur' ödülü
Festivalin onur konuğu John Malkovich, Sinema Onur Ödülü'nü dün Emek Sineması'nda düzenlenen bir törenle İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Başkanı Şakir Eczacıbaşı'nın elinden aldı. Alkışlar eşliğinde salona giren ünlü oyuncu, İstanbul'da olmaktan ve festivale davet edilmekten çok mutlu olduğunu dile getirerek, "Hak ediyor muyum etmiyor muyum bilmiyorum; ama ilginize çok teşekkür ediyorum" dedi. Şimdiye kadar pek çok ödül aldığını ifade eden Amerikalı oyuncu, şöyle konuştu: "Bu ödül beni çok mutlu etti. Yapmaktan keyif aldığım bir şey için ödüllendirilmek hem tuhaf hem de çok güzel." Eczacıbaşı'nın 'Kaç yıldır davet ediyorduk, kısmet bu yılaymış' dediği Malkovich, yeni filminin çekimlerinin hemen öncesinde geldiği Türkiye'den yarın yapacağı Adalar gezisinden sonra ayrılacak. John Malkovich, bugün saat 11.00'de de Pera Müzesi'nde sinema dersi verecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder