10 Nisan 2009 Cuma

ÇOK UZAKLARDA BİR YAZ

Asıl geçmiş hatırladıklarımız mı, yoksa gerçekte yaşananlar mı?
Geçmiş çok uzak bir ülkedir ve o uzak ülkede, 1977'de, Hümeyra'nın Altınoluk'a ilk kez gelmesiyle başlar her şey. Genç adam belleğinin kapılarını açınca gençlik anıları sayfalara birer birer dökülür: Ali, Mustafa, yaz aşkları, İstanbul, üniversite yılları, tiyatro çalışmaları, roman taslakları, filmler, Kafka ve Nilüfer.
Mehmet Açar üçüncü romanı Çok Uzaklarda Bir Yaz'da hem modern bir aşk masalı yazıyor hem de '80'lerin toplumsal yaşamının güncesini tutuyor; '80'lerde genç olmayı, aşkı, solculuğu, hayalleri, Darbe'nin sonuçlarını anlatıyor. Trenler nasıl kaçırılmış, kalpler nasıl parçalanmıştır?.. Hepsi genç adamın geçmişinde saklıdır.
Çok Uzaklarda Bir Yaz arkadaş grubu arasında "üçüncü çocuk" olmayı ve hep arkada kalmayı kabullenmiş bir anti-kahramanın hikâyesi.
1963 yılında Konya´da doğan Mehmet Açar orta öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamlar ve ardından Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olur. Çeşitli dergilerde çalışan, film eleştirileri yazan Açar Sinema dergisinin uzun süre genel yayın yönetmenliğini yapar. Hayalet Gemi dergisinde yayımlanan hikâyelerini ilk kitabı Anarşik Rehavet'te toplar. Mehmet Açar'ın ilk romanı 2000 yılında basılan Siyah Hatıralar Denizi', ikinci romanıysa dört yıl sonra yazdığı Hayatın Anlamı ya da Akhisarlı Hasan Tütün'ün Maceraları'dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Clicky Web Analytics