15 Nisan 2009 Çarşamba

"Mommo"nun hikâyesi

"Mommo" filminin senaristi ve yönetmeni Atalay Taşdiken, "Çok zengin bir kültüre çok eskilere dayanan muhteşem uygarlıklara sahip Anadolu'nun çocukları nihayet hak ettiği ilgiyi görmeye başladı" dedi. Türkiye'de 17 Nisan Cuma günü vizyona girecek olan Atalay Taşdiken'in ilk uzun metrajlı filmi "Mommo-Kız Kardeşim" gösterime girmeden önce 59'uncu Berlin Film Festivali Berlinale'de gösterilmiş ve filmin küçük oyuncuları Mehmet Bülbül (11) ile Elif Bülbül (8) de filmdeki performanslarından dolayı juri tarafından takdir edilmişti.
Film daha sonra Almanya'nın Nürnberg kentindeki 14. Nürnberg Türk-Alman Film Festivali'nde en iyi film ödülünü, Ina Weisse'nin yönetmenliğini yaptığı "Der Architekt (Mimar)" filmiyle paylaştı ve ayrıca seyirci ödülünü kazandı.
Konya Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Fizik bölümü mezunu olan ve bugüne kadar 300'ün üzerinde reklam filminin yönetmenliği yapan Taşdiken, 1993'te Türk-Rus-Özbek ortak yapımı "5 Numaralı Kamp" filminin senaryosunu yazmış ve yönetmenliğini de üstlenmişti.

Türk sineması
Bugüne yaptığı çalışmalarda klasik Türk Sineması'ndan beslendiğini ifade eden yönetmen Taşdiken, AA muhabirinin sorularını cevaplandırdı. Amacının kendi sinema dilinin oluşturmak olduğunu belirten Taşdiken, şunları söyledi:
"Çok zengin bir kültüre, çok eskilere dayanan muhteşem uygarlıklara sahip Anadolu'nun çocukları nihayet hak ettiği ilgiyi görmeye başladı. Önemli medeniyetlerin mirası olan zengin kültür, çok farklı anlatım ve sinema diliyle buluşuyor. Yeni kuşak sinemacılar da evrensel düşünceyle dünyaya açılıyor. Dünyada zaman zaman değişen sinema trendi şimdi Türk Sineması'nı işaret ediyor. Ama ben bunun kısa süreli bir trend olacağına ve modasının geçeceğine inanmıyorum. Kısacası Türk sinemasının geleceğinin daha da parlak olduğunu düşünüyorum."

"Mommo-Kız Kardeşim"
Taşdiken, filmde oyuncu yönetimindeki başarısına fırsat bulduğunu, özellikle çocuk oyuncu yönetiminde çok büyük bir tecrübe yaşadığını belirterek, "Filmin hikayesi benim kısmen tanıklık ettiğim bir öyküydü. Bu öyküyü o kadar uzun yıllar kafamda kurdum ki, filmi neredeyse ezbere çektim diyebilirim. Mekanları da tanıyor olmamın avantajıyla, 'storyboard'a (hikaye tahtası) bile gerek duymadım" diye konuştu.

Oyuncu seçimi
Filmin başrolündeki iki çocuğu, filmin çekileceği yerin yakınındaki köylerin okullarını tarayarak bulduğunu ifade eden Taşdiken, Ayşe rolünü oynayan Elif Bülbül'ün öğretmeninin, onun böyle bir filmde oynayacak yetenekte olmadığını söylemesine rağmen, kendisini seçtiğini söyledi.
Taşdiken, senaryodaki felçli dedeyi oynayacak oyuncuyu ararken, Mete Dönmezer'in iki yıl önce felç geçirdiğini ve hastanede yattığını öğrendiğini, bunun üzerine Dönmezer'in doktorlarıyla görüştüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Doktorlarıyla yaptığım görüşmede oynayabileceği bilgisi aldım ve böylece gerçek bir felçli, senaryodaki karakteri canlandırdı. İki çocuk hayatlarında kamera görmemişti. İki çocukla da kurduğum ortak dil ve davranış biçimi sonucu, olağanüstü başarılı bir oyunculuk ortaya çıktı. Buradaki asıl sır, çocuklara bunun bir rol olmadığı, köydeki bir gerçekliğin dile getirildiği fikrinin iyi anlatılması oldu. Ben, çıkan sonucu 'sevginin gücü' olarak tanımlıyorum. Elif ve Mehmet kardeş olmamalarına rağmen, ikisinin de soyadının yanı sıra anne ve babalarının da adı aynıydı. Ben üniversitede fizik eğitimi aldım. Sinema bu alanın çok dışında gibi duruyor. Ama müzikleri yapan Erkan Oğur da aslında bir fizikçi. İki fizikçinin bir araya geldiği ilginç bir çalışma oldu bu iş."

Annesinin isteği
Final sahnesinde sette Ayşe'nin takması için bir küpe bulunması gerektiğini söyleyen Taşdiken, bu küpeyi annesinden edindiğini, küpeyi geri verdiğinde annesinin kendisine kızdığını belirterek, "Annem bana, 'ben onu hediye etmiştim, gelin olana kadar benim için bu küpeyi takmasını söylemiştim' dedi. Ama küpeyi geri alırlarken Elif hiçbir şey söylememişti. İnanılmaz bir duygu yoğunluğuna kapıldım. Yatıp uyumama imkan yoktu. Gece saat çok geç olmasına rağmen tüm ekip Elif'in evine gittik. Uyumuştu, uyandırdık ve o küpeyi kulağına tekrar taktım" diye konuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Clicky Web Analytics